kalk ve beni dinle sana güç veririm
kafanla dalaştığında sana yardım edebilirim
beni bilirsin tam otuzluk üç tanımlı pis sakallı donuş bakışlı
iklim az ılıman çoğu yağışlı yaşar fani yazlı kışlı
onların şahidi görür gözlü benimkisi amaydı
unutmadıklarım hepsi güzel birer simaydı
sen kendinle çatışmadayken savaş verirken sago ordaydı
taşla kafan çarpıştığında yada kafan taşa yaslandığında anlarsın ki
kötü gider iyi gelir zaman sofranda ki en lezzetli mühim yemek
azaldıkça aç kalmanın korkusu ile kuruyacaksın bu sebeple yaşlanacaksın
çünkü sende baştan olmak üzere sonlanacaksın trilyonda olsan harcanacaksın
savaşı kes barışacaksın kendinle aynalarında bire bir anlaşacaksın
bir kulaç daha atsam karadayım ben hiç böyle bir denize dalmadım
üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım..ha gayret!
bir sene fırtına üzerimde dolunay kim yüzünü asmış dalgalar boyumu aşmış
nefesime gücü bahşet mevla bir kulaç daha atsam olur evelallah
bahsettiğim bu derinlik hiçbir denizde yok
benim yumruklarım içi boş korkma yakmaz canını
allah seni ensen gibi dümdüz etmeden geri dön hemen
dünya kızına aşık olmak seni delirtir bu kız izdivaç için ne kötü bir cariyedir
ecel aramaz enseler yerine gelmez sarsılan güvenler
içine düştüğüm masalsı serüvenlerdir gamzelerime ab-ı hayattan can verenler
yüzmekten yorulduğum bu en derin denizdir boğulduğum
dörtlüklerim kulacı atar benim dip de vurgunum moralsizim solgunum
yinede kendimi teskin edebilecek bir seviye olgunum
pişmanlık asla kaçamayacağın bir canavar elleri bazen öldürür bazen sertçe yakalar bil ki sagopa cesaretinin bir kısmını zulada saklar yanan ışıklarımı kaplayacak kadar karanlığım var
bir kulaç daha atsam karadayım ben hiç böyle bir denize dalmadım
üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım ha gayret
bir sene fırtına üzerimde dolunay kim yüzünü asmış dalgalar boyumu aşmış
nefesime gücü bahşet mevla bir kulaç daha atsam olur evelallah