yunus dur benim adım sagopa dır mahlasım dinle
eğer düşman yoksa bil ki savaş olmaz
şevketle eldiler şu zevkler kolay solmaz
kolaya yaltaklık edenler dost sayılamaz
korku ve dehşete kapılanın kalbi yavaş atmaz
gürültü ile beslenen kulakta sukut durmaz
kara sinekler mikrop demek arılar boka konmaz
el yumruğunu yemeğen yumruğunu balyoz sanar arlanmaz
zahmet çeken asla bir kişi olmaz
ekmek elden su göldense tasaya yer kalamaz
yabancı görmedikçe köpek delice havlamaz
yaşama dahil oldukça sistemlerin aynı kalmaz
derste kopya çekilerek alınan notla bir bok olmaz
önüne hedef koymadıkça amaca tez varılmaz
hurafelerle yola çıkanlar köprü sonuna ulaşamaz
akacak olan kan ilelebet damarda durmaz
sapına kadar erkete olsan kadına el kalmaz
x2
gerçek bana bir adım daha yaklaş
gaflet bana bir adım daha geri at (aman uzak dur benden )
dessas ne bu caka bu fiyakalı hal
yolcu yolunda gerek hadi yollan
kilidi kırmadıkça sırrın kapısı açılmaz
rabbin emri verse inan taş üstünde taş kalmaz
komutan komut vermedikçe esas duruş bozulmaz
sago bir kez siler adın tadıma karışamaz (nokta)
bir kağıtta yatılı söz ağızdan uçar durmaz
dilim tutulmadıkça mikrofonum sır tutmaz
ilim kendini bilmektir bilmeyenden halt olmaz
yalan söylediysen yanına kar kalmaz
yalanın ömrü tez biter mumlar yatsı sonuna ışıyamaz
zahmet etme boştan dolu çıkmaz
gün gelir bir tatlı sözle yılan delikten çıkmaz
beşikten mezara dek bu gemide aynı tayfa kalmaz
velcelalin kalemi yazar levh-i mahfuz okunamaz
zaman hırsızı çok çalar koluna zincir vurulamaz
aklın dünya limanına demir atmışsa gemin girdaptan kurtulmaz
iki gözüm aksada bakışı durmaz
x2
gerçek bana bir adım daha yaklaş
gaflet bana bir adım daha geri at
dessas ne bu caka bu fiyakalı hal
yolcu yolunda gerek hadi yollan