Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


SagopA KajmeR-KolerA-KuvvetMıra
 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Abbas bin Ubade (r.a.) hayatı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
msalih55
PayLaşımcı Üye
msalih55


Mesaj Sayısı : 280
Yaş : 34
Nerden : Her Köşesi Cennet Samsun'umun
Kayıt tarihi : 02/07/08

Abbas bin Ubade (r.a.) hayatı Empty
MesajKonu: Abbas bin Ubade (r.a.) hayatı   Abbas bin Ubade (r.a.) hayatı Icon_minitimeÇarş. Tem. 16, 2008 4:41 pm

Abbas bin Ubade (r.a.)


Biz Resulullahı koruyanların arasında
bu­lunmaz da, ona bir zarar gelecek olursa, ar­tık Rabbimiz katında ileri süre
bileceğimiz hiçbir mazeret yoktur.














Hicretten önceydi. Peygamberimiz, İslamiyeti yayması ve
oradaki Müslüman­lara öğretmesi için Sahabelerden Mus’ab bin Umeyr’i (r.a.)
Medine’ye gönder­mişti. Hz. Mus’ab iyi konuşan, meselesini insanları kırmadan
rahatça anlatabi­len bir kabileyete sahipti. Zaten Resulullah onu bunun için
böyle mühim bir ya­zifeye göndermişti. Gerçekten de Hz. Mus’ab bu vazifeyi en
güzel şekilde.ifa etti. Peygamberliğin 13.
yılında 73’ü erkek ikisi kadın 75 kişiyle Akabe’ye geldi.
Peygamberimizle buluştu. İşte Peygamberimize biat etmek üzere gelen bu 75
kişiden biri de Abbas bin Ubade idi r.a.). Hz.
Abbas’ın çok tesirli hitabeti vardı
. Burada çok güzel bir ko­nuşma
yaptı:


“Siz Resulullaha
Araplarla ve Arap olımayanlarla savaşmak üzere söz vere­ceksiniz. Bir çok
tehlikelere maruz kalacaksınız. Bu işte ölmek var, mal kaygısı ve dağılmak
tehlikesi var. Bu tehlikeleri göze alıyorsanız biat ediniz. Eğer bir tehlike
ile karşılaştığınızda Resulullahı düşman eline bırakacaksanız şimdiden bu işten
vazgeçiniz. Söz verip de bunu yerine getirmeyecek olursanız, vallahi, bu hem
dünyada, hem de ahirette yüz karasıdır. Eğer, her türlü tehlikeye karşı onu
koruyacaksanız, bu, dünyada da, ahirette de hayırlıdır.”



Bu konuşma üzerine Akabe Biatına
gelenler hep bir ağızdan, “Onu korumak uğrunda her türlü tehlikeye razıyız”
diye bağırdılar. Sonra da teker teker Resu­lullaha biat ettiler. Bu durum
Resulullahı çok memnun etti.


Akabe’de biat işi devam ederken
müşrikler bunu haber aldılar. Peygamberi­miz Medineli Müslümanlara, “Hemen
konak yerlerinize dönünüz” buyurdu. Hz. Abbas bin Ubade
bütün samimiyetiyle, “Ya Resulallah, Seni hak dinle gön­deren Allah’a yemin
ederim ki, eğer arzu ederseniz yarın sabah Mina’daki halka hücum eder, onları
kılıçtan geçiririz” diye bir teklifte bulundu. Fakat Peygam­berimiz (a.s.m.),
“Henüz bu şekilde hareket etmemiz ernrolunmadı” buyurarak buna müsaade etmedi.



Hz.. Abbas Akabe Biatından sonra
Mekke’ye yerleşti. Peygamberimize yakın olmak istiyordu. Oysa o sırada
müşrikler Müslümanlara karşı giriştikleri işken­ce ve tazyiki arttırmışlardı.
Fakat liz. Abbas’ın Resulullah ile beraber olmak uğ­runa göze alamayacağı
tehlike yoktu. Nitekim Mekke’de bulunduğu müddetçe birçok sıkıntılarla
karşılaştı. Hicret emri çıkınca da Medine’ye hicret
etti. Böy­lece hem Muhacir, hem de Ensar olma şerefimi kazandı. Müslümanlar
arasında “Ensann muhüciri” diye isimlendirilirdi
. Peygamberimiz onunla
Muhücirin ileri gelenlerinden Osman bin Ma’zun (r.a.) arasında kardeşlik tahsis
etti.


Abbas (r.a.) mazereti
dolayısıyla Bedir Savaşına katılamadı. Fakat bunun iz­tırabını yaşadı. Peygamberimizin Uhud Savaşı için hazırladığı orduya ilk işti­rak
edenlerdendi. Okçuların Resulullahın emrine muhalefet etmeleri sebebiyle
bozguna uğrandığı bir sırada sebat edenlerden birisi de Hz. Abbas’tı
. Abbas (r.a.) bir yandan düşmana kılıç sallıyor, bir yandan
da, “Ey Müslümanlar toplu­luğu, sizin uğradığınız bu musibet Peygamberinize
isyanınızın neticesidir. 0 si­ze, sabır ve sebat ederseniz yardıma nail
olacağınızı vaad etmişti. Eğer biz Re­sulullahı koruyanların arasında bulunmaz
da ona bir zarar gelecek olursa, artık Rabbimiz katında ileri sürebileceğimiz
hiç bir mazeret yoktur” diye bağırıyor­du
. liz. Abbas, konuşmasını
tamamladıktan sonra kılıncının kınını kırdı. Zırhını ve miğferini çıkardı. Ve
müşriklerin arasında kaldı. Birçok yara almasına rağmen müşrikler Resulullaha
bir zarar verirler endişesiyle ayakta durmaya, düşmana kılıç sallamaya
çalışıyordu. Nihayet kuvveti tükendi. Son nefesine ka­dar Resulullahı korumanın
saadeti içerisinde şehadet nıertebesine erdi. Allah ondan razı olsun.’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Abbas bin Ubade (r.a.) hayatı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Dini Konular :: Dini Konular :: İslami Bilgi Ve Kaynaklar-
Buraya geçin: