İzmir'de iki lise öğrencisi, kişilerin DNA bilgilerinden yararlanılarak kimliklerinin tespiti ve ayırt edilmesi amacıyla geliştirdikleri ''Genetik Parmak İzi: Mikrosatellit Marker Analizi ile Ulusal Veri Bankası Oluşturulması'' projesiyle kişilere ait DNA bilgilerini şifreledi.
Şifrelenen bilgileri barkodlara dönüştüren öğrenciler, bu barkodları anahtarlıklarda taşınır hale getirdi.
İzmir ****** Lisesi 11'inci sınıf öğrencileri Ahmet Can Ataman ve Ozan Çabuk, öğretmenleri Benal Hepsöğütlü ve Nilüfer Ülcay'ın danışmanlığında hazırladıkları proje hakkında AA muhabirine yaptıkları açıklamada projenin kişilerin kimlik tespiti ve birbirlerinden ayırt edilmesinde DNA'ların kullanılmasını amaçladığını kaydettiler.
Öğrencilerden Ataman, işlemler için kişilerden kan veya tükürük örnekleri alındığını belirterek, şunları anlattı:
"Çalışmamız için 12 kişiden tükürük örnekleri aldık. Bu örneklerden DNA'yı izole ettikten sonra, çalışmalarımızı kolaylaştırmak amacıyla DNA'da bazı bölgeleri çoğalttık.
Yaptığımız analiz çalışmasıyla tanımlanan bu bölgelerin bilgisayarda rakamlarla şifrelenmesini sağladık. Bu işlem sonucunda her kişiye ait 32 haneli genetik şifre oluştu. Bu şifreyi de barkodlama programıyla barkodlara çevirdik ve her kişinin barkodunu belirledik.
Kişilerin barkodu, okuyucuyla tarandığında kişinin hazırladığımız veri tabanına girilmiş adı, soyadı, anne ve babasının adı, adresi, kan grubu, daha önce geçirdiği hastalıkları, alerjileri, medeni hali, sabıka kaydı, eğitim durumu pek çok farklı bilgisi, genetik özellikleri bilgisayar ekranında görülebilir hale geldi."
Ataman, kişiye ait belirlenen barkodun taşınabilmesi için numaranın anahtarlık haline getirildiğini, istenildiği takdirde taşınması kolay olabilecek şekilde bir kimlik kartı halinde de kullanılabileceğini ifade etti.
Ozan Çabuk ise barkodlanan genetik bilgilerin farklı amaçlar için kullanılabileceğini, kimlik tespiti gerektiren durumlara hız kazandırılacağını söyledi.
Kayıp çocukların ailesine ulaşmada kolaylıkÇabuk, oluşturulacak veri tabanıyla yöntemin deprem, sel gibi afetlerin ardından hayatını kaybedenlerin ya da bilincini yitirenlerin kimliğinin belirlenmesinde kullanılabileceğini, suçluların tespitinde de faydalı olacağını bildirdi. Hastaneye getirilen acil bir hastanın daha önceden geçirdiği hastalıklarının, uygulanan tedavilerin bu yöntemle kısa sürede öğrenilerek tedaviye hız kazandırılabileceğini söyleyen Çabuk, anne ve babanın belirlenmesinde de bu yöntemin kullanılabileceğini ifade etti.
Çalışmalar için seçilen 12 kişi arasında öğretmenleri, öğretmenlerinin eşi ve kızının da bulunduğunu kaydeden Çabuk, şunları anlattı:
"Kayıp çocukların hangi anne babaya ait oldukları çocuktan alınan örnekler ile olası anne ve babadan alınan örnekler karşılaştırılarak tespit edilebilir. Çocukların DNA'sındaki belli bölgelerinden elde edilen 2 numara vardır. Çocuklar, bu numaraların birisini anneden diğerini ise babadan alır."
Genetik yapısıyla oynanmış bitki ve hayvanlarSistemin kullanılabilir hale getirilmesini istediklerini ifade eden Çabuk, Türkiye'ye genetik yapılarıyla oynanmış bitki ve hayvanların gönderildiği iddiaların bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye'ye genetik yapılarıyla oynanmış mısır ya da çeşitli bitkilerin hatta hayvanların gönderildiğini söyleyenler var. Biz projeyi biraz daha geliştirip bitki ve hayvanların da genetik bilgilerinden barkod oluşturmak istiyoruz.
Bu yolla genetik yapısıyla oynanmış bitki ve hayvanları belirlemek istiyoruz. Gümrüklere konulacak barkod örnekleriyle yurt dışından gelenlerin genetik yapısı kıyaslanabilir."
Öğrenciler, genetik bilgilerin şifrelenerek barkod haline getirilmesi işleminin yaklaşık 2.5 saat sürdüğünü ve 150-200 YTL'ye mal olduğunu belirterek, maliyetin düşürülebileceğini ifade ettiler.
Uzman görüşüEge Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı öğretim görevlisi Dr. Esra Ataman Arıkan, DNA'nın şifrelenmesinin tıpta kemik iliği naklinde, iliğin uyuşup uyuşmadığı veya anne karnındaki bebekten alınan doku örneğinin bebeğe mi, anneye mi ait olduğu gibi sorulara yanıt bulunmasında kullanıldığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Projede öğrencilerin getirdiği yenilik, şifrelenen DNA'nın barkod haline getirilmesidir. Kişilerin kendilerine özgü şifreleri barkodlanmış ve anahtarlık gibi taşınabilir hale getirilmiş.
Türkiye çapında oluşturulacak veri tabanı, barkod sisteminin kullanımının önünü açar, farklı alanlarda faydalanılmasını sağlar. Ancak projenin gerektirdiği kişilerin DNA şifrelerinin depolanmasının etik olup olmadığı tartışılır."